17 Mayıs 2013 Cuma

Ben doktor freud!

 Oysa bilinçaltı konusundaki o acemice bilgilerim

 Herşeyi tedavi edebileceğini sanmama yol açıyordu

 Kendini anlatmanın...

 Ben doktor Freud sanki! kanepede sızmıştım

 Elimde kitapla

 Az çok herşeyi bilen 

 Aslında çok cahildim



İşbu şiir, egzersiz amacıyla yazılmıştır. Raftaki 7. kitabın 7. sayfasındaki 7. cümle ile başlayan 7 mısralık şiir yazma egzersizidir.

alfabe hikaye

Aydınlık bir gündü o gün
Birden fırtına koptu sonrasında
Celallendi tabiyet
Denizler şehre indi dedi tebbet
Esnaf kapattı dükkanları
Fırtına kimini içeri tıktı
Göl oldu olmasına evlerin içleri ama
Hasar görmekten iyidir dışarı çıkıp da
Işık huzmeleri sardı havayı sonra
Jandarmalar, askerler koştu yardıma
Kapılar açıldı insanlar dışarı çıktı
Lal olmuş kuşlar ötmeye başladı
Minik kelebekler dolaştı
Nice yaratık aleme geri döndü
Onlarsızlık başına vurdu insanın
Öksüz kaldığını anladı şehirlerde
Parklar var yeşil görmek için evet
Resmi yine de aslı değil
Sonunda insanoğlunun kafasına dank etti
Şen şakrak doğayla bir kez daha denemek
Tekrardan birleşmek
Ulaklar yayıldı
Üç gün üç gece içinde
Viraneler terkedildi
Yine ana kucağına geldi insanlık
Zarardan döndüler, sonsuza dek, mesut yaşadılar

mutlu edenler -1




18 Nisan 2013 Perşembe

23 Mart 2013 Cumartesi

21 mart konuşmasına dair

bu sözlerim hem kendime not olsun hem de internetin bir köşesinde bulunsun, belki benzer düşünenler olur. 

21 martta apo bir konuşma yaptı. bu konuşmayla kürtlere ve türklere başta olmak üzere anadoluda yaşayan diğer milletlere de hitap etti. konuşmanın içeriği barış, kardeşlik özgürlük gibi değerlerdi.

barış, kardeşlik, özgürlük... sokakta yapılan anket soruları gibi bodoslamasına sorsam 'barışı sever misiniz?' diye, sevmem diyen kimse çıkmaz. hiçbir kesimden çıkmaz! barışı herkes sever, özgürlüğü herkes sever. kardeşliğe bayılır! bunlara karşı çıkan olmaz. 

peki karşı çıkan olmaz da bunca senedir bu kavga niye var? neden gencecik binlerce çocuk öldü. daha hayatının baharında bir sürü insan. 18'lik, 20'lik askerler, hemşireler, öğretmenler, doktorlar öldü bu memlekette. neden? Ahmetler öldü, Ciwanlar öldü. peki bu insanlar neyin savaşını verdi de öldüler? ne uğruna?

Barış uğruna mı? Ahmetle Ciwan aynı mahallede büyüseler top oynarlardı. ortaokulda iddaa oynarlar, lisede beraber sigara içerlerdi. Savaş çıkar mıydı aralarında ki insanlar bu soruya 'barış' diye cevap verir? 

Savaş Ahmet'in de değildi Ciwan'ın da. Savaş kodamanların savaşı. savaş güç isteyenlerin, gücünden vazgeçemeyenlerin savaşı. savaş iktidar savaşı.

Şimdi yapılan konuşma güç konuşmasıdır. Kazananın konuşmasıdır. Bu zafere sevinen de üzülen de unutmasın ki bu savaş siz taraf olduğunuz için oldu. Bu savaşı taraf olarak, başkasının adına savaşarak devam ettirdiniz. Şimdi ne düşünürseniz düşünün, ister oynayıp zıplayın, ister oturun üzülün. ama düşünürken 20 yaşında öldürdüğünüz insanları da hatırlayın. belki siz de tiksinirsiniz bu iktidar savaşından. belki siz de tiksinirsiniz bu düzendeki rolünüzden ...

bilgisayarla imtihan

bir fen öğrencisi ardından da bir biyoloji öğrencisi olarak hiç bilgisayar dersi almadığıma pişmanım. keşke zamanında bilgisayarla ilgili bir giriş, temel prensipler gibi bir dersimiz olsaydı da bilgisayardan bu kadar korkmasaydık. 

ey ahali! sözüm benim gibi bilgisayar cahili olanlara! kod satırından korkmayın. soru sorma tekniğinizi geliştirmeye çalışın. hayattaki sorularınızı sanki bir bilgisayara sormak zorunluymuş gibi ya da dilinizi bilmeyen birine aktarmak gerekiyormuş gibi formule etmeyi öğrenin. bunun pratiğini yapın aklınıza düşen en ufak fikirlerle bile. 

siyah ekran, yeşil yazının dostunuz olması dileğiyle!

6 Ocak 2013 Pazar

yeni yıl rezolüsyonum

tamam ingilizce düşündüm ingilizce söyledim ama vatan haini ilan etmeden önce bi dur bi düşün neden dedim?

e ben bu ifadeyi ingilizce de duydum da ondan...  millet yeni yılda hep bir şeyler ister ama etrafınızda kendinden bir şeyler isteyen var mı? 'yeni yılda sağlık istiyorum', 'zayıflamak istiyorum', 'çok param olsun istiyorum' diyenleri duymuşsundur ama 'yeni yılda abur cuburu kesmek istiyorum' diyenini duydun mu hiç?

'new year's resolution', yani yeni yıl dileği gibi ama 'aktif' rol oynayacağın bir dilek. hayatının değiştirmek istediğin bir yanı. bu sene asansörü kullanmıycam, insanları kafama çok takmıycam, saatin alarmı çaldığında ertelemiycem gibi...

her sene başında eşimin işyerindekilerle ve müdüryle çıktığı yemekte kararlarımızdan bahsederdik. bu seferki gecikti biraz ben de kendi kendime düşünmeye başladım bu seneki kararım ne diye?

bundan iki sene önceki kararım beni olumsuzca etkileyen insanlardan kurtulmak ve hayatıma fonksiyon bazlı bakmaktı. öyle de yaptım. hayatımda beni etkileyen bir sürü fazlalık duygudan ve insandan kurtuldum. bugüne kadar da bence aldığım en iyi kararlardan biriydi. bir çeşit bahar temizliği, organizasyon mevsimiydi sanki.



sonraki sene çalışmalarıma gereken önemi vermek işimin üstüne düşmekti. genel olarak öyle de oldu. nasıl yaptım bilmiyorum ama yaptım işte. yani öyle her sabah kalktığımda ocakta aldığım bir kararı hatırlamıyordum ama sanki bütün sene içime işlemiş çoğu düşüncem bununla ilgiliydi.

bu sene de devam niteliğinde bir isteğim var. evet, artık daha sorumluluk sahibiyim, yemeğimi evde yiyorum, dışarıda para harcamıyorum. tatillerimi konferanslarımı önceden planlıyorum geleceğe dair düşüncelerim yavaş yavaş şekilleniyor. ama hala negatif tecrübelerle ilgili takıntılıyım. beni üzen olayları, kişileri temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp kendime yediriyorum. ah keşke gerçekte de hepsini bir kazana koyup 'ısıtabilsem' nıhahahaha!
ama kaynatarak insan öldürmek maalesef suça girer, cezası var...

:)

neyse işte, benim bu seneki kararım takıntıyı bırakmak, beynimi biraz özgürleştirmek. belki meditasyon mu yaparım artık yogaya mı takılırım bilemiycem, daha düşünmedim. belki de spora yeniden başlarım sigarayı bırakıp...

işte benimki bu. seninki ne?