31 Temmuz 2013 Çarşamba

olan biten...

selamlar,

hayatım bu aralar fena gitmiyor ne yalan söyliyim... memnunum açıçası. yani pek birşey değişmedi ama sadece kabullendim herşeyi olduğu gibi. pek eskisi gibi kendimle mücadele içinde değilim. 'hayatta birşey olursa olur olmazsa olmaz... napayım yani!' falan modundayım. bir tane tumblr blogu açtım, günlük yaşamda aklıma gelen beni sevindiren, mutlu eden şeyleri falan yazıyorum flash card'lar şeklinde. 

başka neler yapıyorum? hah, bu aralar işlerim pek iyi gitmiyor, yapmam gereken şeyleri erteleyip duruyorum ama bu beni rahatsız etmiyor artık. eğer yaptığım şey bana suçluluk duygusu veriyorsa, yapmıyoum. eğer zayıf düşüp de gerçekleştiriyorsam, o zaman da suçluluk duymuyorum. 

bu kadar kolay! kendime boyun eğdim :) sanki içimde iki kişi var. biri daha rahat, mutlu, kalender, gözü pek yüksekte olmayan.



diğeri ise daha hırslı, daha enerjik, daha çok şey bilmek istiyor, daha çok gülmek istiyor, insanlardan daha çok beklentisi var, daha çok kızıyor. istekleri bitmiyor. siniri geçmiyor. diğerinin, hep daha iyi olsun diye, başının etini yiyor. diğeri de zavallım napsın bazen boyun eğiyor, çok eziyet ettimi beriki, bu sefer kaldıramıyor, işte depresyona giriyor.

neyse işte bu ikincinin sesini kıstım azıcık. hepten yok etmedim -edemem de zaten, ben buyum. ama azıcık diğerini de rahatlatayım dedim. yoksa öbür türlü yaşanmıyor. 

3 Temmuz 2013 Çarşamba

youtube yorumları

dedim ya bugun (yani geceyarısından once dün) facebook'umu dondurduğum ilk gündü. önceleri ellerim falna titredi sonra biraz alıştım gibi oldu. bugün içinde youtube'tan bazı politik videoların altına yorumlar falan yazdım ordan (aklımca) milletle tartışacam biraz sosyal medyadan nasibimi alacam. 

anam! nelere şahit oldum nasıl küfürler yedim anlatamam! hayatta söyleyemeyeceğim şeyler asla ne kavgada(zaten kavga etmeye inanmayan biriyim) ne de internette. sırf rahatlamak icin de olsa yapamam -ki negatif bir tavır bana daha çok zarar veriyor onu farkettiğimden beri başkalarına çemkirmek yerine oldukları gibi kabul etmeye çalışıyorum.

her neyse, aklıma şu meme geldi: 


aşağa yukarı şuna tekabül ediyor (her sayı bir kişi):

1. vidyoyu izlemedim ama yine de yorum yapıyorum, çünkü insanlar böyle yapıyor
2. sinirli bir şekilde karşılık veriyorum çünkü çok cahilsin. internete hoşgeldin
3. sinirden kudurdum sayende ve şimdi sana isim takıcam
2. annen hakkında ayıp bir yorum, ki gerçekte çok tatlı bir hanımdır kendileri.
4. anne hakkındaki bu yorumu korkunç buluyorum ve dilbilgisi hatalarını düzeltip aynı zamanda senin kendi cinsinden biriyle cinsel munasebete girme isteğin olduğunu söylüyorum.
5. ben de şaşalı laflar edip seni aşağılıyorum ki beni daha zeki göstersin.

millet delirmiş resmen. ya tartışmayı bilmiyorlar ya da tartışmak değil kavga etmek istedikleri (nihayet çözebildin, bravo!)

ben yine de düzgün tartışma kurallarını merak ettim. başka bir yazıda da onları tartışırım artık...

sevgiler

ev yapımı yüz maskeleri

işyerinde önemli bir devreye girdim dikkatimi toparlayarak doğru düzgün iş yapmam gerek. ofis çalışanlarının çoğu gibi ben de bütün günümü facebook'ta geçiriyordum ki hesabımı dondurmayı deneyeyim dedim. vallahi zor zanaatmış. bu birinci günüm...

velhasıl, kararımı verdim. bendeki inat keçide bile yok, ölmek var dönmek yok (iki elimi kullanmasam bunu yazarken bir tanesini ağzıma götürüp tırnaklarımı kemiricem şu an o kadar kudurmuş durumdayım facebok'suzluktan!) 

O olmadan da hayatıma devam edebilirim bi kerem, hıh! çalımıyla sana normal bir akşamımdan bir kesit sunacagım. O'na bakmadığım zamanlar ben evde karışımlar hazırlıyorum! yüz maskeleri, vucut maskeleri, peelingler, tonikler vs.. ev yapımı şeylere bayılıyorum, ölüyorum. 

şimdiye kadar hep kolay maskelerden yaptım sayılır. ama daha zorlarını da zevkle denemeye hazırım. tabi zamanım olunca (bahaneye gel)... 

yaglı bir cilt benimkisi. yaş kemale erdi, yaşıtlarım en son AKP kuruldugunda sivilcelerine veda etmişlerdi, bende ise hala var. n'aparsın kader diyerek, yediğimize içtiğimize dikkat ediyoruz artık. can sıkıntısı, uykusuzluk, hareketsizlik, adet, bunların hepsi bende sivilce yapıyor maalesef.

sivilcelerle böbürlenmekle olmaz, anlatmaya geçeyim bari. 

1. Limon+bal


en kolay en sevdiğim maske! bayılıyorum buna. evde her daim bulunan malzemeleri istege gore seyreltik de yapabilirsin, koyu kıvamlı da yapabilirsin. limon asitli olduğundan yağları çözüyor, bal da cildi yeniliyor ve parlak bir görünüme sahip oluyorsun. ama mesele 'görünüm' değil tabi ki balın cildi beslemesi ve yenilemesi (yoksa makyaj malzemeleri de parlaklık veriyor)

2. kahve telvesi


bunu sağır sultan duymuştur da yine de yazmadan edemedim. kahve telvesinin gücüne olan hayranlığım belgelensin istiyorum :) kahve telvesini alıp yuzune sürtünce iyice bir kazınıyor. kahve pütürlü olduğu için bir nevi yüze kullanılan bir kese sanki, öyle derin temizliyor ki rengim (esmerce bir kişi olarak) bir ton açılıyor!

ayrıca bir not, eğer vucudunuzun başka yerlerinde de pütürler varsa onlar icin kullanabilirsiniz. misal yazın çok terlenen zamanlarda benim kollarımda bazı pütürler oluşuyor tavuk derisi gibi(ıyy yığrencsııan!). ya da istenmeyen tüyler çıkarken derinin icinde kalıp deride bir tümsek oluşturuyorsa, yüzeye çıkması icin yardım ediyor. 


3. kahverengişeker + zeytinyağı

uuu beybi dediginizi duyar gibiyim! bu yüz icin degil yanlız. en azından benimkisi için değil. bu daha cok kışın kuruyan cilt için. bulaşıktan temizlikten, çamaşır suyundan çatır çatır çatlayan emekçi eller için bir kür. ama çok kuru yüzlere de uygulanır mı bilemem... olabilir.

bir çorba kaşığı zeytinyağın içine bir çorba kaşığı kahverengi şeker koyup, karıştırıyorsun, zaten şeker yagın icinde erimedigi icin öyle kalıyor. sanki elini sabunla yıkarmış gibi bu karışımı elinin her tarafına sürüyorsun.  şeker erimedigi icin bir yandan peeling yaparken, zeytinyagla da kuru deriyi yumuşatıyor, cild iyice pelte gibi oluyor. daha sonra ellerini bir kağıt havluyla silsen yeter. eller bayaa bir yumuşuyor. 

4. Kahverengi şeker + zeytinyagı + musli

bu da vücut icin. tabi bizim turk evlerinde her zaman el altında bulunan birsey degil bu müsli ama varsa hepsinden birer ölçek olmak üzere kullanabilirsiniz. karıştırıp vucuduna sürüyorsun bi 5 dk icinde de duşa giriyorsun. çıktığında bebek gibi bir cilde sahip oluyorsun. ayy evde müsli olsaydı ne güzel olurdu : / ama 3 numarayı da dedigim gibi kullanabilirsin aynı amaçla (sadece biraz daha fakir bir scrub olur)

5. avokado + limon + yumurta beyazı

işte bir araştırmacı gazetecilik örneği! senin için özel olarak kendi üzerimde denedim. işte görüşlerim:

yaptığım şey yarım limon, bir yumurtanın beyazı ve yarım avokadoyu karıştırmak oldu. avokadonun mümkün olduğunca olgun (dışardan mosmor görünmesi) olmasına dikkat et. eğer yeşilken aldıysan da bırak olgunlaşsın. olmaz bekleyemem diyorsan bari bir blender kullan da benim çektiğim eziyeti çekmeyesin. limondan hemen bir iki sıkım yetiyor, eğer arap yağı bol bulmuş misali, canını çıkarana kadar sıkarsan fazla gelir, kıvamı bozulur, maske yüzünden düşer. kıvamlı olması için az limon, çok ve olgun avokado... lavabonun önünde sürmekte fayda var. 15 dk bekledikten sonra, ılık suyla çıkarılıyor.

şimdi avokado normalde yağlı bir meyve. yağlı ciltlere pek de iyi gelmeyeceğiini düşünebiliriz. ancak, yağlı cildin alt tabakası aslında kuru kalıyor, hava alamadığı icin. temiz bir yüze uygulanan bu maskede limon yağı emerken, yumurta beyazı cildi beslerken ve sıkılaştırırken, avokado da cildi nemlendiriyor. 

fena olmadı bence şu an cildim yağsız ama nemli, güzel bir his...

6. yogurt + kuru maya


sivilceler icin harika bir maske. denedim % 100 çalışıyor! :D bu da aynen yağlı ciltler icin. yogurt hem yağı emiyor hem de mayayla beraber cildi besliyorlar. zaten maya yaralanan ama iyileşmekte olan bölgelere de kullanılırmış (ben hiç denemedim ama duydum), bir nevi cilde nefes aldırıyor.

bir paket kuru mayaya yeterince yogurt ekleyip yüzüne sür, 15-20 dk beklet, ılık suyla yıka..


sen de bu maskelerden yaptıysan eğer, sonuçlarını benimle paylaşır mısın?