12 Eylül 2012 Çarşamba

deneme bir 'ki...

nihayet!


ben de blog sahibi oldum. şu zamanda blogu olmayan da mı var deme sakın, valla var benim gibiler. n'apalım tembellikten anca kurtuldum, üstümdeki ölü toprağını silkeledim, depresyondan çıktım (daha yeni oldu emin değilim bu konuda, nüksetmez umarım), yani kendime geldim! İşten gelip, sevgilimle yemeğimizi yapıp, yiyip, o gun takip ettiğimiz dizilerden internete düşenleri izledikten sonra geri kalan zamanımı facebook'ta harcayacağıma dedim ki kendi kendime 'yav boş boş oturacağına iki blog yaz hem içini döker rahatlarsın, hem de kafandakileri düzenlersin'.



kafamdakileri düzenlemek... önemli bir iş gerçekten. bazı şeyler, uzun süre konuşulmadığında, yazılmadığında, düzenli şekilde hesabı tutulmadığında o kadar karışıyor ki insanın aklı. onca bilgi, duygu, düşünce... insanın bir  an söylediği, başka bir anına ters düşüyor, sonra 'ben ne diyorum, ne saçmalıyorum ya!?' diye düşünüyorum. en iyisi yazmak.



bendeniz, biyoloğum, ama her zaman biyoloji ile ilgili şeyler yazmam herhalde. bilimin her türlüsünü severim, hiç ayırt etmem meraklı meraklı okurum, takip ederim (dengeli beslenme). buraya da okuduklarımdan aktarırım. müzik dinlemeyi, bazen bağıra şarkı söylemeyi, youtube videolarına eşlik etmeyi severim, arada kendi kendime gitar tıngırdatırım. ama gerçekten kendi kendime, pek kimse duymaz yani çaldığımı



neyse efendim, ben bir de söylemesi ayıp bilim kurgu dizisi hastasıyım ve de benim gibi patolojik vaka biriyle sevgili olduğum için de kendimi çook çok şanslı hissediyorum. içimde sıkışıp kalmış bir inek var... buraya çıkmak için çırpınıyor :)



yazıyı gülen surat yapmadan bitiricektim, söz vermiştim kendime beceremedim. bakalım nasıl oluyor bu yazı işi, ne zamandır böyle kompozisyon misali de yazmamıştım. e hadi hayırlısı olsun bakalım...



sevgiler


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder